"A CULTURAL HERİTAGE, POTTERY" ETWİNNİNG PROJESİ KAPSAMINDA SERAMİK SANATÇISI ÖZNUR ÖZDEN İLE RÖPORTAJ
"A CULTURAL HERİTAGE, POTTERY" ETWİNNİNG PROJESİ KAPSAMINDA SERAMİK SANATÇISI ÖZNUR ÖZDEN İLE RÖPORTAJ
"A Cultural Heritage, Pottery" kapsamında Cihannüma Sanat Atölyesi'nin sahibi Seramik Sanatçısı Öznur Özden ile röportaj gerçekleştirdik. Röportaj 10 A sınıfından Melis Hazal Peraşan ve 10B sınıfından Esmanur Aydın tarafından gerçekleştirildi. Koordinatörlüğü Fatma Öz tarafından yürütülen projede sanatçı ile yapılan röportaj İngilizceye çevrildi ve eTwinning platformunda paylaşıldı. Sanatçının tanınması için eserlerinden oluşan kataloğunu platformda yayımlandı. Ayrıca sanatçının eserleri 4006 projemiz olan" Anadolu Selçuklu Çinilerinde Figürlerin Dili" adlı projemizde incelendi. Ve yapılan çalışmalar 4006 bilim fuarında, 9 Mayıs eTwinning Günü sergisinde ve Espark AVM EFFL Yılsonu sergisinde sergilendi. Tüm bu çalışmalarımıza katkısı bulunan sanatçı Öznur Özden'e teşekkürü bir borç biliriz.
Röportajın detayları aşağıda yer almaktadır.
Çalıştığınız alan ve yaptığınız çalışmalar hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
Artistik seramik çalışıyorum. Minik, çok profesyonel olmayacak şekilde mutfak gereçleri onun dışında mimari olarak duvar panoları, süslemeye yönelik daha çok. Bu alanda çalışıyorum.
Bu alanda çalışmaya nasıl karar verdiniz?
Lisedeyken fizik öğretmenim böyle bir bölüm olduğundan bahsetmişti. Benim de zaten toprağa karşı bir ilgim vardı. Bu doğrultuda ben de seramik bölümünü tercih ettim ve bu bölümü okudum. Şimdi buradayım.
Eğitiminizde zorlandınız mı?
Hayır zorlanmadım. Çünkü çok keyifli bir bölüm benim bölümüm. Sadece biraz pahalı bir bölüm. Malzemeleri, kullandığımız aletler, boyalar hepsi birazcık pahalı. Onun dışında bir sıkıntı olmadı.
Çalışmalarınızda ilham kaynağınız nedir?
Değişiyor. Özel tasarımlar yaptığımda genelde müşterilerimin hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyorum. Bu biraz kısıtlıyor beni. Onun dışında o anki ruh halime göre; mutluysam biraz daha rengarenk şeyler üretiyorum, biraz hüzünlüysem daha pastel renkler kullanıyorum.
Sizin için özel bir anlamı olan bir çalışmanız var mı?
Çok özel bir anlamı olan yok. Çünkü işlerimle bağ kurmamaya çalışıyorum. İşlerimle bağ kurduğum zaman müşterilerime veremiyorum. O yüzden "Onlar için yapıyorum." Diyerek yapıyorum. Yoksa dediğim gibi veremem hiçbirini.
Seramik sanatını diğer sanatlardan ayıran, özel kılan nedir?
Seramik sanatı biraz daha sabır gerektiren bir sanat. Şekillendirme aşamasında kendiniz olabiliyor, kendinizden bir şeyler katabiliyorsunuz ama fırınlama kısmına hiçbir şekilde müdahale edemiyorsunuz. 3-4 ay uğraştığınız bir eseri fırına koyduğunuzda, fırında elektrik akımından ya da sizinle alakasız olan bir durum yüzünden patlayabilir ya da sıkıntı çıkartabilir. Yani sonucu kötü olabilir. 3-4 aylık bir emeğinizi çöpe atmış oluyorsunuz. O nedenle çok sabır gerektiren, öğretici, fiziksel olarak da fazlaca efor sarf ettiğiniz bir alan.seramiği diğer sanatlardan ayıran yönünün bu olduğunu düşünüyorum.
Seramik çamurunun özelliği nedir seramik çamurunu çömlek çamurundan ayıran özellikleri nelerdir?
Çamurları genellikle pişme derecelerine göre ayırıyoruz. Tabi ki reçeteleri de farklılık gösteriyor ama günümüzde eskiden olduğu kadar reçete farklılığı yok. Eskiden herkes kendi çamurunu kendi yaparmış. Şu an teknolojiden faydalanıyoruz. Bu işle uğraşan fabrikalar var onlardan satın alıyoruz çamurlarımızı. Çömlek çamuru biraz daha demir oranı yüksek bir çamur ve daha düşük derecede pişiyor. Ama seramik çamuru 1050 ile 1300 arasında pişen bir çamur. Daha sonra 1400 -1500 derece ile porselen çamuru geliyor. Yani genel olarak çamurları pişme derecesine göre ayırıyoruz.
Seramik sanatının belli başlı teknikleri ,incelikleri nelerdir bize biraz bahsedebilir misiniz?
Çok fazla tekniği var. Şöyle anlatabilirim; şekillendirme de çok fazla dala ayrılıyor. Kalıpla şekillendirme, elle şekillendirme, tornayla şekillendirme gibi şekillendirme yöntemleri var. boyama kısmına geldiğimizde sır altı, sır üstü ,sırlama , serigrafi , altın yaldız gibi teknikler giriyor içerisine. Bunlar kendi arasında da ayrı ayrı dallara ayrılıyor. Kabaca böyle diyebilirim.
Sizce ülkemizde seramik sanatı hak ettiği değeri görüyor mu?
Baktığınız pencereye ve hayallerinize bağlı bu. Yani baktığınızda porselen yapılan bir fabrika tam sanat anlamında olmasa da bir tasarım var orada. Herkesin çeyizinde mevcut bu porselenler. Herkes evine alıyor. Benim annem her gün bir seramik tabak alıyor mesela. Sanat kısmına geldiğimizde de yüzde elli yüzde elli diyebilirim. Mesela biz turistik bir bölgedeyiz. İşte insanlar geziyorlar burada. Geldiklerinde hayran kalıyorlar, hem atölyeme hem de yaptığım işlere. Dediğim gibi yüzde elli yüzde elli. Hiç anlamayan ,hiç bilmeyen , ne yaptığımı da anlamayanlar da var. Bu anlamda halk olarak baktığımızda yarı yarıya diyorum. Ülke yönetimi ya da politika anlamında baktığımızda da yarı yarıya diyorum. Çünkü sanat sadece seramikle ilgili değil verilen hediyelik eşyalar (sanatsal olanlar). Metal sanatı, bakır sanatı, kakma sanatı gibi geleneksel sanatlar veya modern sanatların eseri olabiliyor. Yani genel anlamda yarı yarıya diyebiliriz.
İşinizin en sevdiğiniz yanı nedir?
Özgür olmam. İstediğimi yapmam. İşimin en güzel tarafı bu. Bugün bunu yapmak istiyorum diyorum onu yapıyorum. İşim rutin bir iş değil. Ben ne istersem onu yapıyorum. Zaten en güzeli de o.
Sizce ülkemizde seramiğe olan ilgiyi arttırmak için neler yapılabilir?
Aslında yapılabilecek çok fazla şey var. Türkiye'nin her yerinde, halk eğitimlerde, okullarda bir çok atölye var. Bireysel olarak açanlar da var; bir kursa gidiyorlar, bir iki yıl eğitim alıyorlar, mezun olup kendi atölyelerini açıyorlar. Bence ilgi var.Bize hammadde, makine ekipmanları satan firmalara baktığımda her hafta bir yere atölye kuruyorlar. Bu demektir ki ilgi var seramiğe. Bazen halk eğitime gidiyor evde sıkılmış bayanlar, vakit geçirmek için . Orada bir şeyler yapıyorlar, sonrasında kendilerine atölye açıyorlar. Yani bana seramiğe ilgi varmış gibi geliyor. Belki gençler arasında olmayabilir. Çünkü bu emekli olduktan sonra edinilecek bir hobi gibi görülmeye başladı. Gençler bir meslek olarak görmüyor bunu. Onlar için bir şeyler yapılabilir. O da artık hocalarımızın ve teknik ekibin görevi.
Günümüz seramik sanatı ve sanatçılarıyla ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Atölye sahibi olanlar, bizler, kendi sanatsal düşüncelerimizi yansıtmanın yanı sıra bir de atölyenin işletilmesinden sorumluyuz. İşletmemizi ayakta tutabilmemiz lazım. Asistanlarımız var, ödememiz gereken belli bir kira var, vergiler var. Bunlar da biraz kısıtlama oluyor. Günümüz seramik sanatçıları bu anlamda biraz özgür olamıyorlar. Daha çok piyasa işi yapmak zorunda kalıyorlar. Bunlar güncel sıkıntılarımız diyebilirim.
Çalışma tarzınızı oluştururken etkilendiğiniz kültürler veya sanatçılar oldu mu?
Bizim tarihimiz beni çok fazla etkiliyor. Şu sıralar orta çağ beni çok etkiliyor, orta çağla ilgili çok fazla yapıt okuyorum. O kültürden bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Değişiyor zaman zaman. Selçukluyu çok seviyorum bizim kültürümüzden. Osmanlı keza aynı şekilde. Oradaki çiçek motifleri bambaşka. Hem tarih okumayı çok seviyorum hem de tarihten fazlaca etkileniyorum.
Bu alanda çalışmak isteyenlere neler önerirsiniz?
Bir kere çok zor bir alan. Hem para kazanmak anlamında hem üretim anlamında çok zor. Ama bir o kadar da keyifli sonuçta bir şey yaratıyorsunuz. En güzel kısmı bu. Bir hiçten, bir çamur parçasından , bir toprak parçasından bir sanat eseri ortaya çıkartıyorsunuz. Yani bu alanda çalışmak isteyenler çok mutlu olacaklarını bilmeliler. İnşallah böyle bir şey tercih ederler.
Selçukludan etkilendiğinizi söylemiştiniz, bize o dönem hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Selçukluda sfenksler çok fazla kullanılıyordu. Geçmeler ve geometrik şekiller fazlaca vardı. Osmanlıya geçiş döneminde hayvansal figürler yavaş yavaş kaybolmaya başlıyor ve bunların yerini desenler , çiçek motifleri almaya başlıyor. İslamiyet'in baskısı sebebiyle. Yani daha çok geçmeler, geometrik şekiller, hayvan figürleri , hayvan başları kullanılıyor. Başlıca motifler bunlar. Tabi çok geniş bir konu Selçuklu motifleri.
Bu motiflerin anlamı nedir , neyi simgeliyorlar kısaca bahsedebilir misiniz ?
En çok bilinen motiflerden biri Selçuklu Kartalı. Ölmüş kişiler bu dünyadan öbür dünyaya göçerken onların yanında refakatçi olarak gittiğine inanılır. Bu sebeple genelde anıt mezarlarında ,kümbetlerde ve dini içerikli olan yerlerde kapı sütunlarına, girişlere konulmuştur.